Tüm Makaleler

Türkiye’de İş Dünyasının Sürdürülebilirlik Gündemine Bakış

Türkiye’de faaliyet gösteren şirketler sürdürülebilirliği gündeme aldıklarında neleri önemsiyor, neleri tartışıyorlar? Küresel trendler ve gündem ile ne kadar hizadalar?

Özet

Türkiye’de faaliyet gösteren şirketler sürdürülebilirliği gündeme aldıklarında neleri önemsiyor, neleri tartışıyorlar? Küresel trendler ve gündem ile ne kadar hizadalar? Bu sorulardan yola çıkarak bu çalışmada, şirketlerin sürdürülebilirlik raporlarında öncelikli olarak belirledikleri konu başlıklarını kümülatif bir analizle değerlendirerek Türkiye’de iş dünyasının sürdürülebilirlik önceliklerinin neler olduğunu ortaya koymayı amaçladık. Bu amaçtan hareketle, Borsa İstanbul Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer alan ve sürdürülebilirlik konularını öncelikli konular matrisi ile raporlayan 32 şirketin verisini derleyerek ortak bir önceliklendirme matrisi oluşturduk. Çalışmanın veri toplama sürecinde S360’ın geçmiş üç yılda doğrudan birlikte çalıştığı ve çalışmalarını halka açık şekilde paylaşan 13 şirketin verisini değerlendirirken, geri kalan şirketlerin halka açık olarak paylaştıkları veriyi kullandık.  

32 şirketin önceliklendirme analizi birlikte incelendiğinde en yüksek öncelikli konunun ekonomik alanda Finansal performans, en düşük öncelikli konunun ise çevresel alanda Biyoçeşitlilik olduğunu görüyoruz. İncelenen şirketlerin ağırlıklı olarak finans sektöründe olduğu düşünüldüğünde bu sonuç şaşırtıcı değil. Çalışmada aynı zamanda şirketler ve paydaşları için ayrı ayrı öncelikli konuları değerlendiriyor, 32 şirket tarafından en çok yinelenen konu başlıklarına da göz gezdiriyoruz. Son olarak Raporda, şirketlerin raporlarında Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı (SKA’lar) ne oranda esas aldıklarını inceliyor, bu temel rehberi ne derece kullandıklarına dair bir tartışma ortaya koyuyoruz.  

Giriş

Küresel sistem ve yatırımların geleceği kökünden değişiyor. Bu değişim son yıllarda sürdürülebilirlik perspektifinin yatırımcı ilişkileri, şirketlerin strateji ve iş modellerine gittikçe yerleşmesi ve aranan bir kriter olarak değerlendirilmesiyle hız kazandı. Artık, halka açık bir şirketin, hissedarlar için kısa vadeli getirileri en üst düzeye çıkarmaya odaklanmak yerine, tüm paydaşlarına, hissedarlarına, aynı zamanda müşterilerine, tedarikçilerine, çalışanlarına, etkilediği topluluklara ve çevreye iyi hizmet etmeye odaklanması ve bunu şeffafça paylaşması bekleniyor. Bu paylaşım yatırımcıların gözünde de en önemli kriter haline geldi. 

Dünya piyasalarında yönetilen varlıkların büyük ve artan bir kısmı, Çevresel, Sosyal ve Yönetişim (ÇSY) kriterlerini yatırım süreçlerine dahil eden varlık yöneticileri ve sahiplerinde. Öyle ki, Birleşmiş Milletler Sorumlu Yatırım İlkeleri'nin (United Nations Principles for Responsible Investment - UNPRI), günümüz  itibariyle toplam değeri 81,7 trilyon ABD doları varlık yönetimine sahip olan, 2.000’in üzerinde imzacısı bulunuyor. Bu sayı 2010 yılında 800 imzacı ile 22 trilyon ABD Doları ederindeydi. 10 yıllık bir sürede bu ilkeleri benimseyen varlık yöneticisi sayısı iki katından fazla; bu varlık yöneticilerinin kontrolünde olan meblağ ise üç katından fazla arttı. Bir başka veri ise yatırım araştırma ve analiz şirketi olan Morningstar'a ait. Şirketin araştırmalarına göre sürdürülebilirliğe odaklanan yatırım fonları 2018'de neredeyse 5,5 milyar ABD doları çekiyorken, 2019'da dört katına çıkarak 20,6 milyar ABD doları net sermaye akışını kendine çekti(1).

Yatırımcıların böylesi bir dönüşüm geçirdiği küresel sistem, şirketleri de her geçen gün daha çok şeffaflığa teşvik ediyor. Özelllikle halka açık şirketler için, sürdürülebilirlik raporları ile performanslarını kamuya açıklamakdaha da önemli hale geldi. Bunun yanı sıra, küresel sistemin ve piyasanın getirdiği belirsizlikleri yönetmek için gün geçtikçe sürdürülebilirlik performansı ve iş stratejisini entegre etmek daha önemli oluyor. Sürdürülebilirlik performansının raporlanmasında ve şirket stratejilerinin belirlenmesinde ise  önceliklendirme analizi omurga niteliği taşıyan bir yöntem. Şirketler, önceliklendirme analizini, çevresel, sosyal ve yönetişim (ÇSY) alanlarındaki performanslarını etkin olarak ölçmek, kısa, orta ve uzun dönemde odaklanacakları konuları belirlemek, gelecekteki operasyonları ile hem şirket için hem de tüm paydaşları için ortak değer yaratacak alanları tespit etmek amacı ile uyguluyor. Öncelikli konuların belirlenmesi sürecinde şirketler yerel ve küresel trendleri incelemenin yanı sıra iç ve dış paydaşlarına paydaş analizi ile erişerek onlardan aldıkları girdilerle katılımcı bir süreç yaratmış oluyor.

Aralarında Apple, IKEA, JPMorgan, Nestle ve Michelin gibi şirketlerin de bulunduğu 159 raporu inceleyen Dünya Sürdürülebilir Kalkınma İş Konseyi (World Business Council for Sustainable Development - WBCSD) Reporting Matters 2019 raporuna göre önceliklendirme analizlerini ortaya koyan şirketlerin %86’sı süreçlerini anlatmanın yanı sıra analizlerini bir matris ile paylaşıyorlar. 2015’te %82 olan bu oran, raporlama trendlerinde önceliklendirme matrisleri ile daha açık, anlaşılır veri ve süreç paylaşımının arttığına işaret ediyor(2). 

Türkiye'de ise şirketlerin sürdürülebilirlik performanslarını raporlamalarının gelişmekte olan bir trend olduğunu söylemek mümkün. 2018 yılında yaklaşık 400 şirket sürdürülebilirlik performansını açıklamış. 2010 yılında sürdürülebilirlik raporlaması yapan sadece 18 organizasyon olduğu düşünüldüğünde, bu alanın giderek ilerlediği söylenebilir(3). Ancak Türkiye’de sürdürülebilirlik performansını raporlayan şirketlerin tamamı önceliklendirme analizi gerçekleştirmiyor. Öte yandan, bu alanda şirketlerin performansının gelişmekte olduğunu söylemek mümkün. WBCSD’nin Reporting Matters 2019 Türkiye raporuna göre, değerlendirilen şirketlerin %24’ü öncelliklendirme analizi konusunda önceki yıla göre performansını geliştirmiş(4).

Bu çalışmanın amacı, seçilen şirketlerin sürdürülebilirlik raporlarında öncelikli olarak belirledikleri konu başlıklarını kümülatif bir analizle değerlendirerek, Türkiye’de iş dünyasının sürdürülebilirlik önceliklerinin haritasını çıkarmak ve iş dünyasının küresel ÇSY trendleri ışığında dönüşümüne ayna tutmak. Çalışma, Borsa İstanbul Sürdürülebilirlik Endeksi’nden yer alan 13’ü S360’ın doğrudan çalıştığı şirketler olmak üzere farklı sektörlerden 32 şirketin halka açık olarak paylaştığı sürdürülebilirlik raporlarını mercek altına alıyor ve şirketlerin hem kendi stratejileri, hem paydaşları hem de küresel trendleri baz alarak hazırladıkları önceliklendirme matrislerine odaklanıyor. Analiz, ele alınan şirketlerin matrislerini inceleyerek konsolide bir önceliklendire matrisi sunuyor. Bu sayede Türkiye’deki sektörleri çapraz kesen ve tüm şirketler için öncelikli olan, diğer bir deyişle Türkiye iş dünyasının öncelik verdiği konuları değerlendirme fırsatı sunuyor.

Analiz, şirketlerin en çok hangi konuyu önceliklendirdiğini, buna karşılık paydaşlar için en öncelikli konuların ne olduğunu ortaya koyarken şirketler ve paydaşların önceliği konusunda ortaklaştığı ve ayrıştığı konuların hangileri olduğunu ve hangi konuların önceliklendirme sıralamasında geride kaldığını mercek altına alıyor. Çalışma, konuların şirketler ve paydaşlar için önceliklerini değerlendirmenin yanı sıra iki farklı analiz daha sunuyor. Bunlardan ilki, her bir şirketin uzun konu listesinde yer alan konu başlıklarını inceleyerek hangi konuların en çok tekrarlandığını tespit etmek. Bu tespit, Türkiye’de sürdürülebilirlik gündemini en çok hangi konuların meşgul ettiğini anlamak açısından önemli. İkinci analiz ise, öncelikli konuların sürdürülebilirlik raporlarında çerçevelenmesinde SKA’ların nasıl bir katkı sunduğunu araştırıyor. Bu inceleme, SKA’ların şirketlerin önceliklendirme stratejisinde nasıl konumlandığını anlamaya olanak tanıyor. 

Genel olarak Türkiye’deki sürdürülebilrlik trendlerini mercek altına aldığımız bu çalışma, aslında bir serinin başlangıcı niteliğinde. İlerleyen dönemlerde, farklı sektörlerin öncelikli konularına odaklanarak sektör odaklı bir analiz ile çalışmayı zenginleştirmeyi hedefliyoruz. 

Metodoloji

Çalışmanın amacı seçilen şirketlerin sürdürülebilirlik raporlarında öncelikli olarak belirledikleri konu başlıklarını kümülatif bir analizle değerlendirerek, Türkiye’de iş dünyasının sürdürülebilirlik önceliklerinin bir haritasını çıkarmak. Bu amaçla, çalışma kapsamına, Borsa İstanbul tarafından 1 Kasım 2019 tarihinde yayınlanan BİST Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer alan 56 şirket içinden, sürdürülebilirlik performansını kamuya açık şekilde öncelikli konular matrisi ile sunan 32 şirket araştırmaya dahil edildi. Raporlarında, öncelikli konularını uzun liste olarak paylaşan ancak bu konuların şirketleri için öncelik seviyelerini belirlemeyen şirketler ise çalışmaya dahil edilmemiştir(5).

Analize dahil edilen şirketlerin sektörel dağılımı incelendiğinde, en fazla finans sektöründen şirketler öne çıkıyor. Şirketlerin sektörel dağılımı aşağıdaki grafikte özetlemek mümkün:

metin, ekran görüntüsü, yazı tipi, sayı, numara içeren bir resimAçıklama otomatik olarak oluşturuldu

Çalışma üç temel bölümden oluşuyor. Birinci bölümde, araştırma kapsamına dahil edilen şirketlerin kümülatif matrisi oluşturuldu. Bu amaçla, şirketlerin her birinin öncelikli konular matrisi incelendi. İncelenen matrislerde ele alınan tüm konu başlıkları bir uzun liste altında toplandı. Bu uzun liste altında 40 konu başlığı ortaya çıktı. Uzun listenin oluşturulmasının ardından, kümülatif öncelikli konular matrisi konu listesinin belirlenmesi amacıyla sektöre özel konular kapsam dışı bırakıldı. Ayrıca, incelenen 32 matris içerisinde beş defadan daha az tekrar eden konular yeterli kapsayıcılığa ulaşmadığı kabulü ile listeden çıkarıldı. Buna ek olarak, aynı anlamı içeren fakat farklı tanımlamalar ile raporlarda yer alan konu başlıkları da tek konu başlığı altında birleştirildi. Sonuç olarak beş çevresel, dokuz sosyal ve 15 yönetişim alanlarında olmak üzere toplam 29 konu başlığı değerlendirmeye alınmış oldu(6).

Konu başlıklarının belirlenmesinin ardından, her bir konu başlığının şirketler ve paydaşlara göre ne düzeyde öncelikli görüldüğü altı birimlik bir ölçek üzerinden değerlendirildi. Farklı öncelik skalalarına göre oluşturulmuş olan önceliklendirme matrisleri 6 en yüksek öncelik 0 en düşük öncelik seviyesi olmak üzere ortak bir ölçek üzerinde normalleştirildi. Böylelikle farklı şirketlerin öncelik puanları karşılaştırılabilir hale getirildi. Kümülatif önceliklendirme matrisini oluşturmak amacıyla 32 şirketin 29 konu başlığı için belirlemiş olduğu normalize öncelik puanı, şirketlerin 2019 yılı sonu itibariyle piyasa büyüklüklerine göre ağırlıklandırılarak hesaplandı ve öncelikli konular bu standartlara göre belirlenmiş oldu(7).

Matrisin X ekseni, konuların şirketler için öncelik seviyesini gösterirken Y ekseni paydaşlar ve küresel dış trendler ekseninde konuların öncelik sırasına göre konumlamakta. Hem X hem Y ekseninde yüksek skor alan konular ise yüksek öncelikli konular olarak tanımlandı. Geri kalan konu başlıkları ise matristeki konumlarına göre orta öncelikli ve düşük öncelikli olarak iki başlık altında kümelendirildi.

X ekseni değerlerini oluşturan ana paydaş grubu raporlarda aynı olmamakla birlikte genellikle iç paydaşlar olarak nitelendirilen, şirketlerin iştirakleri ve bağlı ortaklıkları ve üst yönetimini temsil eden grupların olduğu paydaş grubudur. Y ekseni değerlerini ise raporlarda genellikle dış paydaşlar olarak nitelendirilen ve içerisinde şirketlere göre değişmekle birlikte genellikle şirketlerin çalışanları, analistler, basın, derecelendirme ve değerleme kuruluşları, düşünce kuruluşları, finansal kuruluşlar, hissedarlar, kamu kurumları ve düzenleyici otoriteler, müşteriler, rakipler, sendikalar, sivil toplum kuruluşları, tedarikçiler, iş ortakları, uluslararası organizasyonlar, üniversiteler, yatırımcılar ve yerel yönetimler gibi paydaş grupları belirler. Bu çalışmada X eksenini nitelendirirken “şirket”, Y eksenine atıf yaparken ise “paydaş” kavramları kullanılmakta.

Çalışmanın ikinci bölümü şirketlerin sürdürülebilirlik gündeminde en çok hangi konuların oluşturduğunu anlamayı hedefliyor. Bu çerçevede, her bir konu başlığının önceliklendirme analizi çalışmaları kapsamında kaç şirketin gündeminde (uzun konu listesinde) yer aldığı belirlendi. Bu sayede şirketlerin gündeminde tuttuğu konuların hangileri olduğu incelendi. Bu noktada analizin gündemde olan konular ile önceliklendirilen konuları farklı değerlendirdiğini hatırlatmak gerekiyor. Başka bir deyişle, bir konu başlığının kaç şirketin uzun konu listesinde bulunduğu o konunun gündemde tutulan bir konu olduğunu gösterirken, bu konuların matristeki konumları konunun önceliğini anlaya yardımcı olmakta.  

Son olarak, raporun üçüncü bölümünde, şirketlerin önceliklendirme stratejisine SKA’ların etkisi inceleniyor. Bunun için, SKA’lara rapor çerçevesinde hiç yer vermeyenler, faaliyetleriyle hangi SKA’ya katkı sağladığını raporlayanlar ve Kalkınma Amaçları’nı raporlarına daha derinlemesine entegre ederek öncelikli konularını SKA’lar ile hizalayanlar olmak üzere üç kriter oluşturuldu. Araştırma kapsamına dahil edilen şirketlerin raporlarında SKA’ları nasıl ele aldığı üç kriter altında incelendi. Buna ek olarak, raporlarında SKA’lara yer veren şirketlerin 17 amaç içinde hangi amaçlara referans verdiği analiz edildi. 

Bölüm I: Türkiye’de Sürdürülebilirlik Konularının En’leri 

metin, ekran görüntüsü, yazı tipi, sayı, numara içeren bir resimAçıklama otomatik olarak oluşturuldu

Şirketler ve paydaşları için en yüksek öncelikli konu Finansal performans.

32 şirketin sürdürülebilirlik raporlarının önceliklendirdiği konular kümülatif olarak analiz edildiğinde, konuların paydaş ve şirketlere göre önceliklilerini gösteren dağılım, yukarıdaki matriste özetlenmekte. Matriste hem paydaşlar hem de şirketler için en öncelikli 5 konu sırasıyla Finansal performans, Ar-Ge ve inovasyon, Dijital dönüşüm ve yeni teknolojiler, Risk, fırsat ve kriz yönetimi ile İş sağlığı ve güvenliği. Önceliklendirme sırasında her iki paydaş için de en az öncelikli görülen 5 konu ise Biyoçeşitlilik, Tedarik zinciri yönetimi, Yerel ekonomi ve istihdam, Toplumsal yatırımlar ve Yerel topluluklar üzerinde etki.

Matris incelendiğinde, en yüksek öncelikli konuların başında Finansal performans geliyor. Bu konu başlığının en yüksek önceliği taşıması hem içerik bakımından hem de araştırmaya dahil edilen şirketlerin sektör ağırlığı bakımından şaşırtıcı değil. Güçlü bir finansal performansa sahip olmak, şirketlerin stratejilerini belirlerken ve sürdürülebilirlik önceliklerini uygularken birçok alanı çapraz kesen temel gereklilik olarak görülüyor. Öyle ki sürdürülebilirliğe yatırım yapılması şirketlerin sağlam, esnek ve dayanıklı bir ekonomik performans elde etmeleriyle yakından ilişkilendiriliyor. 

Bununla birlikte, şirketlerce yüksek öncelikli olarak belirlenen konuların büyük çoğunluğunu yönetişim alanındaki konular oluşturuyor. Bu sonuç ile, şirketlerin istikrarlı olmayan ve sürekli değişen küresel ve yerel koşulları göz önüne alarak operasyonlarını sürdürmeleri ve hedeflerine ulaşabilmeleri için güçlü bir kurumsal yapıya büyük önem verdiği düşünülebilir. 

Küresel trendler, değişime uyum sağlayabilmenin önümüzdeki dönemde şirketler için çok önemli bir özellik olacağını işaret ediyor. Bu noktada yüksek öncelikli konular arasında bulunan Ar-Ge ve inovasyon, dijital dönüşüm ve yeni teknolojiler, risk, fırsat ve kriz yönetimi, müşteri bağlılığı ve memnuniyeti, veri gizliliği ve bilgi güvenliği gibi konuların yüksek öncelikli konular arasında olması sürekli değişen koşullara karşı şirketlerin nasıl reaksiyon aldığını gösteriyor.

Şirketler kendilerine hız ve dayanıklılık katarken, aynı zamanda sahip oldukları insan sermayesini korumaya yüksek önem veriyor. Bu doğrultuda yüksek öncelikli konular arasında bulunan iş sağlığı ve güvenliği ile çalışan gelişimi ve yetenek yönetimi şirketlerin gelecek yolculuğunda ikinci plana atmadığı diğer konular olarak gözüküyor.

Çevresel konuların hiçbiri, yüksek öncelikli konular arasında değil.

Matrisin öne çıkardığı çarpıcı sonuçlardan biri, çevresel konulardan hiçbirinin şirketler ve paydaşları için yüksek öncelikli olarak belirlenen 11 konu başlığı içinde bulunmaması. Bu veri, sürdürülebilirliğin iş dünyasında daha çok çevresel konularla bağdaştırıldığı algısını sorgulatması açısından dikkat çekici. “Sürdürülebilirlik” anlamının çevresel konularla özdeşleştirilmesinin ötesine geçildiğine işaret etmekle birlikte, şirketlerin bu konuyu yeterince gündemde tutmaması bakımından endişe verici.

Biyoçeşitlilik öncelikli konuların son sırasında.

Kümülatif matriste görüldüğü üzere, öncelikli konular arasında en sonda yer alan konu başlığı ise Biyoçeşitlilik. Biyoçeşitlilik, öncelik olarak matriste en sonda yer almakla birlikte 32 şirketin 19’unun öncelikli konular listesinde yinelenen bir konu. Bu durum, biyoçeşitlilik konusunun pek çok şirket ve paydaşları için gündemde olduğunu ancak önceliklendirilmediğini gösteriyor. 

Küresel perspektifte değerlendirildiğinde, 2011-2020 Birleşmiş Milletler Biyoçeşitlilik On Yılı ilan edilmişti. Doğayla uyum içinde yaşanması, biyoçeşitliliğin korunması, biyolojik çeşitlilik bileşenlerinin sürdürülebilir kullanımı ile genetik kaynakların kullanımından doğan faydaların adil ve eşit paylaşılması hedefi ile yola çıkılmıştı. Yakın zamanda yapılan araştırmalar ise bu plan doğrultusunda hedeflenenlerin yetersiz kaldığına işaret ediyor(8). 2020 yılında Dünya Çevre Günü temasının da biyoçeşitlilik olması ve 2010’dan bu yana atılan adımların yetersiz kalması önümüzdeki süreçte bu alana şirketlerin de daha dikkatli bakmaları gerekliliğine işaret ediyor. Bu sonucu doğrulayan, Fortune 500 şirketlerini inceleyen bir araştırmaya göre, şirketlerin yarısı sürdürülebilirlik raporlarında biyoçeşitliliğe değiniyor, ancak sadece beşi spesifik, ölçülebilir ve zaman kısıtlı hedefler koymuş(9). 

Şirketler ve paydaşlar benzer konulara öncelik veriyor.

Kümülatif önceliklendirme matrisinde şirketlerin ve paydaşların öncelik verdiği konuları ayrı ayrı incelediğinde bu iki grup için farklı önceliklerin ilk sıraya çıktığını görüyoruz. Şirketler için Dijital dönüşüm ve yeni teknolojiler ile Müşteri bağlılığı ve memnuniyeti en yüksek öncelikli konular olurken, Paydaşlar için Finansal Performans en yüksek öncelikli konu olarak karşımıza çıkıyor. Paydaşların da şirketlerin yeterli kaynaklara sahip olmadan sürdürülebilirlik önceliklerinde çevresel ve sosyal konulara yatırım yapmayacaklarını düşündüğünü söylemek mümkün.

Şirketler ve paydaşlar için öncelikli ilk beş konu aşağıdaki şekilde öne çıkıyor: 

metin, ekran görüntüsü, yazı tipi, çizgi içeren bir resimAçıklama otomatik olarak oluşturuldu

 

metin, ekran görüntüsü, yazı tipi, tasarım içeren bir resimAçıklama otomatik olarak oluşturuldu

Şirketler ve paydaşlar, en çok Risk, fırsat ve kriz yönetimi, İş sağlığı ve güvenliği ve Çalışan ve insan hakları konularının önceliğinde uzlaşıyor.

metin, yazı tipi, ekran görüntüsü içeren bir resimAçıklama otomatik olarak oluşturuldu

 

metin, ekran görüntüsü, yazı tipi içeren bir resimAçıklama otomatik olarak oluşturuldu

 

Şirketlerin ve paydaşlarının öncelik derecesi konusunda tamamen hem fikir olarak puanladığı üç konu başlığı Risk, fırsat ve kriz yönetimi, İş sağlığı ve güvenliği ve Çalışan ve insan hakları. Bu üç başlık içerisinden Risk, fırsat ve kriz yönetimi ve İş sağlığı ve güvenliği başlıkları matriste en yüksek öncelikli konular arasında yer alırken, Çalışan ve insan hakları başlığı orta öncelikli konular başlığı altında bulunuyor. 

Bu perspektiften bakıldığında en yüksek öncelikli konu olan Finansal performans başlığının paydaşlara göre şirketler tarafından daha fazla önceliklendiğini görmek mümkün. 29 konu arasında son sırada gelen Biyoçeşitlilik başlığı ise paydaşlar tarafından şirketlere göre çok küçük bir farkla daha fazla öncelikli olarak değerlendirilmiş durumda.  

Şirketler ve paydaşların birbirinden en çok ayrıldığı konu ise Müşteri bağlılığı ve memnuniyeti.

Şirketler ve paydaşlarının birbirilerinden farklı düşündükleri ilk 5 konu ise sırasıyla Müşteri bağlılığı ve memnuniyet, Sorumlu pazarlama, Dijital dönüşüm ve yeni teknolojiler, Kurumsal şeffaflık ve Yolsuzluk ve rüşvetle mücadele

Detaylı incelendiğinde Müşteri bağlılığı ve memnuniyeti ve Dijital dönüşüm ve yeni teknolojiler başlığı şirketlerce neredeyse en yüksek değer verilerek önceliklendirilirken, paydaşlarca daha düşük öncelik seviyesinde konumlanıyor.  

Bu başlıklar arasından Sorumlu Pazarlama şirketler tarafından paydaşlara göre daha yüksek öncelik seviyesinde değerlendirilmiş. Kümülatif matriste öncelik seviyesi olarak incelendiğinde ise bu başlık düşük öncelikli konular kümesinde yer alıyor.  

Bu başlıklar arasında diğerlerinden farklı olarak Kurumsal Şeffaflık paydaşlarca daha öncelikli görülen bir başlık olarak öne çıkıyor. Kurumsal Şeffaflık kümülatif matriste ise orta öncelikli konuların başında geliyor.

Yönetişim konuları en öncelikli olurken, Sosyal ve Çevresel konular geride kaldı.

Önceliklendirilen konu başlıkları ÇSY lensi ile filtrelediğinde dağılımın aşağıdaki grafikteki gibi olduğu görülüyor.

metin, ekran görüntüsü, çizgi, öykü gelişim çizgisi; kumpas; grafiğini çıkarma içeren bir resimAçıklama otomatik olarak oluşturuldu

metin, ekran görüntüsü, yazı tipi içeren bir resimAçıklama otomatik olarak oluşturuldu

Kümülatif önceliklendirme matrisini incelediğinde şirketler ve paydaşları için ekonomi ve yönetişim alanındaki konuların “daha öncelikli” olduğunu söylemek mümkün. En yüksek öncelikli olarak belirlenen 11 konudan 9’u ekonomi ve yönetişim alanındaki konular. Bununla birlikte, çevresel konuların hiçbiri yüksek öncelikli konular kümesinde bulunmuyor.  Bu dağılım, Türkiye iş dünyasının dönüşen ekonomik düzenin gerisinde kaldığına, paydaş kapitalizmi yerine halen hissedar kapitalizminin ilkeleri doğrultusunda hareket ettiğinin de göstergesi. 

Yönetişim ve Sosyal konulara şirketler paydaşlara göre çok az bir farkla daha çok öncelik verirken, çevresel konuların paydaşlar tarafında daha fazla önemsendiğini görüyoruz. 

Bölüm II: Şirketlerin önceliklendirme analizinde hangi konular daha çok gündemde?

Rapordaki metodoloji kapsamında konuların şirketler ve paydaşlar için öncelik sırasına ek olarak raporlarda ne sıklıkta yinelendiği de incelendi. Bu incelemenin yapılmasının amacı ise hangi konuların şirketlerin uzun konu listesinde daha fazla yer aldığını görmek ve bu sayede sürdürülebilirlik gündeminde hangi konuların başı çektiğini anlamak. 

Aşağıdaki grafik sürdürülebilirlik raporlarında en çok tekrar eden 7 konuyu gösteriyor:

metin, ekran görüntüsü, yazı tipi, diyagram içeren bir resimAçıklama otomatik olarak oluşturuldu

Grafikte de görüldüğü üzere, incelenen 32 şirketin uzun konu listesi içerisinde en yaygın olarak tekrarlanan konu başlığı İklim Değişikliği ve Enerji. 

İncelenen şirketlerin neredeyse tamamının uzun konu listesinde yer alan İklim değişikliği ve enerji başlığı tüm sektörleri ilgilendiren temel bir konu konumunda. Bunun yanı sıra küresel olarak da hem kurumların hem özel sektörün hem de sivil toplumun en çok önem verdiği konuların başında geliyor.

Küresel trendler açısından bakıldığında ise iklim değişikliği, biyoçeşitlilik kaybı ve su kıtlığı, en çok endişe duyulan sürdürülebilirlik konularının başında gelmekte(10). Dünya Ekonomi Forumu’nun (World Economic Forum - WEF) her yıl yayımladığı Küresel Risk Raporu’nda, 2020’de küresel ekonomi için en önemli ilk beş tehdit: (1) iklim değişikliğinin yol açtığı aşırı hava olayları, (2) iklim değişikliği ile mücadelenin başarısızlığa uğraması, (3) doğal afetler, (4) biyolojik çeşitliliğin kaybı ve (5) insan eliyle yaratılan çevre felaketleri olarak değerlendirilmiş(11). En önemli 5 tehditin tamamının çevresel sorunlardan oluşması dikkat çekiyor.

En çok tekrarlanan konu başlığı İklim değişikliği ve enerji.

Aşırı iklim olayları pek çok sektörün geleceğini tehdit ediyor. Geçtiğimiz 10 yılda bu konunun öneminin farkına varan şirketler için iklim değişikliği ile mücadele konusunda atılan adımlar da kritik olmaya başladı. Dünyanın her yerinde etkisini gösteren bu mega trendin sürdürülebilirlik perspektifinden de bakıldığında henüz aksiyona yeterince geçilmemiş olsa dahi en çok yinelenen konu başlığı olması olağan bir duruma işaret ediyor.

İklim değişikliği ve enerji başlığının ilk sırada çıkması küresel trendler ve konunun yakıcılığı göz önünde bulundurulduğunda şaşırtıcı değil. Şaşırtıcı olan, bu konu başlığının şirketlerin yüksek öncelikli konuları arasında değerlendirilmiyor oluşu. İklim değişikliği ve enerji başlığı, önceliklendirme matrisinde 29 başlığın içinde 11. sırada ve orta öncelikli konular kategorisinde. Buna ek olarak konu, paydaşlar tarafından şirketlere göre daha fazla önceliki olarak değerlendiriliyor. 

Bu durum, Sürdürülebilirlik Raporlaması trendlerini inceleyen küresel raporlarda da yer alıyor. 

  • Ethical Corporation tarafından yayımlanan The Responsible Business Trends Report 2019 raporuna göre şirketlerin yalnızca %25’i iklim değişikliğine karşı çevre performanslarını iyileştirme adına bilime dayalı hedefler belirlediklerini belirttiler(12).
  • BM ve Karbon Saydamlık Projesi’nin (Carbon Disclosure Project - CDP) iş birlğinde olan Bilim Temelli Hedefler Girişimi’nin (Science Based Targets Initiative - SBTi) belirlediği hedefler, küresel sıcaklık artışını 2 °C'nin altında tutmak için gereken dekarbonizasyon seviyesiyle uyumludur. AccountAbility’nin Sustainability Trends 2019 raporuna göre 163 şirket, sera gazı salımını bilimsel verilere dayanarak hesaplamayı ve azaltmayı da taahhüt etti(13). “İklim Eylemi için İşbirliği” başlığı ise sürdürülebilir iş dünyasını yönlendirecek ve şekillendirecek olan yedi trendin başında gelmekte. 
  • GRI’ın oraya koyduğu 2025 raporlama trendleri araştırmasında ise şirketlerin iklim değişikliğinin etkilerini azaltma, ekosistemleri koruma, bölgesel sürdürülebilir kalkınma planlarını uygulama gibi çabalara katkıları konusunda çok daha açık olmaları tavsiye edilmekte(14). Bu da, mevcut durumdaki çabaların yeterli olmadığını gösteriyor. 

Sorumlu ürün ve hizmetler ve Fırsat eşitliği ve çeşitlilik en çok yinelenen konu başlıklarında ikinci sırada.

Sorumlu ürün ve hizmetler tüm sektörlerin faaliyet alanlarında sorumlu, çevresel, sosyal ve yönetişimsel çok sayıda faktörü gözeterek hizmet sunmalarını, üretim yapmalarını ve operasyonlarını sürdürmeleri anlamına geliyor. En çok yinelenen başlıklar arasında ikinci sırada yer alan bu konu aynı zamanda şirketlerin ve paydaşlarının en çok yinelediği altıncı konu başlığı olarak yüksek öncelikli konular arasında. 

Şirketler, ürün ve hizmetlerinin çevresel ve sosyal etkilerini, tedarikçilerden çalışanlara kadar ele alarak sürdürülebilir ürün ve hizmet geliştirir ve değer yaratırlar. AccountAbility’nin Sustainability Trends 2019 raporuna göre Tedarik Zinciri Zekası, yani tedarik zincirlerinin takibi, yönetimi ve şeffaflığını hedefleyen düzenleyici uygulamalar, 2019 yılının yedi küresel sürdürülebilirlik trendinden dördüncüsü olarak karşımıza çıkıyor.Tedarik zinciri yönetimini daha geniş kapsamlı olarak ele alan bu konu başlığı, şirketlerin operasyonlarını yürütürken daha yenilikçi çözümleri de göz önüne alması açısında dikkate değer.

Fırsat eşitliği ve çeşitlilik, şirketlerin tüm çalışanlarına yönelik ayrım yapmaksızın adil politikalar yürüttüğü ve yaş, cinsiyet, etnik köken, engellilik, cinsel yönelim, cinsel kimlik, din, dil gibi farklılıkları  kabul ederek kapsayıcı bir iş ortamı sağlamasının temel prensiplerinden birini oluşturmakta. Özellikle toplumsal cinsiyet norm ve rollerinin, kadınların istihdama katılabilmesi ve istihdamda kalabilmesinin önünde çok büyük engeller oluşturduğu Türkiye’de, bu konunun şirketlerin radarına girmiş olması bir zaruret. Analize bakıldığında ise, en çok yinelenen ikinci başlıklar arasında yer alan bu konu aynı zamanda şirketlerin ve paydaşlarının en çok öncelik verdiği 13. konu başlığı olarak orta öncelikli konuların sonunda yer almaktadır. Neredeyse tüm şirketlerin ajandasında olan bu başlığın öncelik matrisindeki konumuna bakıldığında yeterince önceliklenmediğini söylenebilir. 

Küresel olarak, şirketlerin performansını değerlendiren çalışmalar, hem yönetici kadrolarında hem de çalışanlar için toplumsal cinsiyet eşitliği ve çeşitlilik stratejileri uygulayan şirketlerin karlılık, finansal performans ve değer yaratma alanlarında çok daha iyi performans gösterdiklerini kaydediyor. Ayrıca, şirketlerin çeşitlilik ve kapsayıcılık performansı yatırımcıların dikkatini çekiyor. Örneğin, sürdürülebilir yatırım alanında çalışan RobecoSAM şirketinin yaptığı araştırmaya göre, 2004–2014 arası dönem incelendiğinde, cinsiyet eşitliği skoru yüksek olan portföylerin düşük olanlardan %11 daha iyi performans gösterdiği görülüyor(15).

Bu üç konunun ardından İş sağlığı ve güvenliği, Müşteri bağlılığı ve memnuniyeti, İş etiği ve regülasyonlara uyum ve Çalışan gelişimi ve yetenek yönetimi aynı sayıda en çok yinelenen dördüncü başlıklardır. En çok yinelenen konu başlıklarında ilk dört konunun tüm sektörleri çapraz kesen olmaları şaşırtıcı değil. 

En az yinelenen konu başlığı ise Yolsuzluk ve rüşvetle mücadele.

Yolsuzluk ve rüşvetle mücadele konu başlığı ise altı kere yinelenerek şirketlerin ve paydaşların en az gündeminde olan konu olarak tanımlanıyor. Bu konu başlığı önceliklendirme matrisinde 11. olarak orta öncelikli konular arasında konumlanıyor.

Uluslararası Şeffaflık Örgütü’nün (Transparency International) her yıl yayımladığı ve ülkelerdeki iş insanları ve uzmanların görüşlerine dayanan Yolsuzluk Algı Endeksi’nin 2019 sonuçlarına göre, Türkiye 39 puan ile 180 ülke arasında 91. sırada. 2018 yılına göre iki puan kaybederek sıralamada bir yıl içinde 13 basamak geriye düşen Türkiye, 2013-2019 yılları arasında en çok düşüş yaşayan üç ülkeden biri(16). Küresel olarak her sene yayımlanarak takibi yapılabilen bu konunun ülke bazında iyi seyretmeyen gelişiminin, sürdürülebilirlik raporlarında da oldukça az yinelenerek ve orta öncelikli konular arasında yer alması ile örtüşür nitelikte olduğu çıkarımı yapılabilir. 

Bölüm III: Şirketlerin önceliklendirme analizinde Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları nasıl konumlanıyor? 

Şirketlerin sürdürülebilirlik raporlamalarına Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın sunduğu SKA’lar rehberlik ediyor. 

Analiz kapsamında şirkletlerin SKA’ları ele alış biçimleri 1) raporlarında SKA’lara hiç yer vermeyenler, 2) faaliyetleriyle hangi SKA’ya katkı sağladığını raporlayanlar ve 3) Kalkınma Amaçları’nı raporlarına daha derinlemesine entegre ederek öncelikli konularını SKA’lar ile hizalayanlar olmak üzere üç başlık altında değerlendirildi.

Bu üç kategoride değerlendirildiğinde, şirketlerin büyük bir kısmının SKA’ları raporlamalarında temel bir çerçeve olarak esas aldığı görülüyor. Çalışmaya dahil edilen şirketlerin 30’u (%93) sürdürülebilirlik raporlamasında SKA’lara yer vererek faaliyetlerinin hangi amaçlara katkı sağladığını raporluyor. Öte yandan, öncelikli konularını SKA’lar ile hizalayarak raporlayanların oranı ise yalnızca %37,5 (12 şirket). Bu iki veriden hareketle, şirketlerin SKA’lara referans verdiğini, ancak kendi hedef ve öncelikleri ile SKA’lar arasında somut bir ilişki kurmak konusunda zayıf kaldıklarını söylemek mümkün.

Buradan hareketle, şirketlerin sürdürülebilirlik performansını raporlarken SKA’ları daha derinlemesine entegre ederek stratejik bir araç olarak kullanmaları gelişime açık alanlardan birini oluşturuyor.     

Şirketlerin sürdürülebilirlik raporlarında en çok yer verilen amaçlar değerlendirildiğinde, ekonomik büyüme ve iklim değişikliği göze çarpıyor. Raporlarında SKA’lara referans veren şirketlerin tamamı sekizinci amaç olan İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme’ye katkı sağladığını belirtiyor. Bununla birlikte İklim Eylemi hedefi en çok referans verilen ikinci hedef olarak öne çıkıyor. Bu sonuçlara bakıldığında, şirketlerin ekonomik büyüme isteği ile iklim krizi ile mücadele edecek, dolayısıyla yeni maliyetler doğuracak aksiyonları alabilmesi arasındaki gerilimin sürdüğünü görmek mümkün. Bu iki öncelikli konu arasındaki gerilimin yukarıdaki analizde değinilen öncelikli konular ve en çok yinelenen başlıklardaki verilerle uyumlu olduğunu görüyoruz.   

Analizde öne çıkan başka bir bulgu ise sosyal odaklı amaçlar arasındaki toplumsal cinsiyet eşitliğinin en çok vurgulanan konu olması. Raporlarında SKA’lara referans veren şirketlerin %73’ü Toplumsal Cinsiyet Eşitliği hedefine katkı sağladığını raporlamakta. Toplumsal cinsiyet eşitliği ve çeşitliliğin şirket performansı ve yatırımcıların ajandasında giderek daha önemli bir gösterge haline gelmesi göz önüne alındığında bu durum tesadüf değil. 

Aşağıdaki tablo, değerlendirmeye alınan şirketlerin SKA’lardan en çok hangilerine katkı sağladıklarını özetliyor: 

metin, ekran görüntüsü, sayı, numara, yazı tipi içeren bir resimAçıklama otomatik olarak oluşturuldu

AccountAbility’nin 2019 Sürdürülebilirlik Trendleri Raporuna göre SKA’lara Akıllı Katkılar, 2019 yılının yedi küresel sürdürülebilirlik trendinden ikincisi olarak karşımıza çıkıyor(17). Yukarıda paylaşılan verilerden,  şirketlerin bu trendi takip ettiğini söylemek mümkün. Öte yandan rapor, şirketlerin Sürdürebilir Kalkınma Amaçları’na yaptıkları katkının geleneksel iletişim seviyesinde olmasının yeterli olmadığını  vurgulayarak şirketlerin ölçülebilir ve takip edilebilir hedefler belirlemesinin ve bu verileri raporlamasının önemine değiniyor. Bu uyarıdan hareketle şirketlerin SKA’ları öncelikli konuları ile hizalayarak somut ve ölçülebilir hedefler belirlemeleri ve bu hedeflerdeki katkılarını somut bir şekilde raporlamaları oldukça önemli.

Sonuç

Küresel sistemin ve yatırımların kökten değişime uğradığı günümüzde, Türkiye’de iş dünyasındaki dönüşümün aynası olarak sürdürülebilirlik raporları ve sürdürülebilirlik öncelikleri öne çıkıyor. Bu çalışmanın amacını, bu şirketlerin sürdürülebilirlik önceliklerinin neler olduğunu ortaya koyarak iş dünyasının sürdürülebilirlik anlayışını değerlendirmek oluşturdu.

Bu amaçtan hareketle, Türkiye’de Borsa İstanbul Sürdürülebilirlik Endeksi’nde yer alan ve öncelikli sürdürülebilirlik konularını önceliklendirme matrisi ile raporlayan 32 şirketin verisi derlenerek, sektöre özgü ve yetersiz sayıdaki konular dışarıda bırakılarak, ortak bir önceliklendirme matrisi oluşturuldu. 

Çalışma çıktılarına göre şirketler ve paydaşları için en öncelikli konu finansal performans olarak tespit edildi. Ayrıca, en yüksek öncelikli olarak belirlenen 11 konu başlığından dokuzu ekonomi ve yönetişim alanında yer alırken, çevresel konu başlığından ise hiçbir konu en yüksek konular kümesinde yer alamadı. Finansal performansın ardından matriste en yüksek öncelikli çıkan dört konu ise sırasıya, Ar-Ge ve inovasyon, Dijital dönüşüm ve yeni teknolojiler, Risk, fırsat ve kriz yönetimi ile İş sağlığı ve güvenliği. Önceliklendirme sırasında hem paydaşlar hem de şirketler için en düşük öncelikli görülen 5 konu ise Biyoçeşitlilik, Tedarik zinciri yönetimi, Yerel ekonomi ve istihdam, Toplumsal yatırımlar ve Yerel topluluklar üzerinde etki.

Bununla birlikte şirketlerin öncelikli konu matrisinde en çok yinelenen konu başlığı İklim değişikliği ve enerji. Yani iklim değişikliği meselesi tüm şirketlerin gündeminde olan bir konu. Ancak konunun yineleniyor olması ve gündemde tutulması yüksek öncelikli olarak görüldüğü anlamına gelmiyor. Başka bir deyişle, bu konu başlığı çoğu şirketin gündeminde olmasına rağmen toplu sonuçlara göre en yüksek öncelikli konular arasında yer almıyor. Bu çıkarıma bakıldığında şirketlerin iklim krizi ile baş ederken güçlü bir finansal performansı her durumda öncelik olarak aldıklarını, fakat iklim krizine ilişkin yeterli aksiyon almadığını söylemek mümkün. 

Önceliklendirme analizi aynı zamanda, şirketlerin ve paydaşlarının hangi konuları daha öncelikli gördüklerini gösteren ve önceliklerini kıyaslamaya olanak veren bir yaklaşım. Bu perspektiften değerlendirilen 32 şirket incelendiğinde, şirketler ve paydaşlar en çok Risk, fırsat ve kriz yönetimi, İş sağlığı ve güvenliği ve Çalışan ve insan hakları konuları önceliğinde ortaklaşıyor. Müşteri bağlılığı ve memnuniyeti ve Dijital dönüşüm ve yeni teknolojiler başlıkları ise şirketlerin paydaşlarından en çok ayrıştığı konular.  

Araştırma, şirketlerin SKA’ların öncelikli konuların çerçevelenmesine nasıl bir katkı sunduğunu da mercek altına alıyor. Şirketlerin büyük bir çoğunluğu raporlarında SKA’lara yaptıkları katkıya yer verirken, bunları stratejik bir çerçeve ile önceliklendirme konusunda henüz gelişme aşamasında. Şirketlerin raporlarında en çok yer verdiği amaç İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme ve İklim Eylemi. Bu iki amaç, iş dünyasının önümüzdeki dönemde Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’ndan hangisi veya hangilerine yönelik çalışmalar yürüteceğinin ipucunu veriyor. Ancak şirketlerin İklim Eylemi amacına yer vermesine rağmen, iklim konusunun önceliklendirilmesi noktasında geride kaldığını görüyoruz. Bu sonuç, sürdürülebilirlik kavramının çevresel konularla özdeşleştirildiği algısını yeniden sorgulatıyor.

Değişen ve belirsizliklerin derinden hakim olduğu küresel sistemde, şirketlerin öngörülebilir olma ihtiyacının giderek artmasına paralel olarak özellikle gün geçtikçe daha fazla sayıda halka açık şirketin performanslarını kamuyla şeffafça paylaştığını görüyoruz. Bu trendin Türkiye ayağında iş dünyasının sürdürülebilirlik önceliklerine yönelik yaptığımız bu çalışmanın uzun vadede trendleri takip etmek açısından faydalı olacağını umuyoruz. 

Referanslar

  1. Hale, Jon. Morningstar, Sustainable Fund Flows in 2019 Smash Previous Records, 2020. 
  2. World Business Council for Sustainable Development, Reporting matters Navigating the landscape: a path forward for sustainability reporting WBCSD 2019 Report, 2019.
  3. Aras, G., Özsözgün Çalışkan, A., Esen E., Kutlu Furtuna, O. Türkiye’de Entegre Raporlama: Mevcut Durum, Paydaşların Algı ve Beklentileri, ACCA, CFGS, KPMG, 2019.
  4. Sürdürülebilir Kalkınma Derneği, Reporting Matters 2019 Türkiye Raporu, 2019.
  5. Değerlendirmeye alınan sürdürülebilirlik raporları EKLER'de listelenmekte.
  6. Analizde yer alan konu başlıkları Çevresel, Sosyal ve Yönetişim üst başlıkları ile EKLER’de listelenmektedir.
  7. Bu hesaplamada kullanılan piyasa değeri listesi Ekler’de paylaşılmaktadır.
  8. Lavadenz, Gadir. Heinrich Böll Stiftung. Yeni Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi… neden ve kimin için?, 11 Haziran 2019. 
  9. Global Economic Forum, The Global Risks Report 2020, 2019
  10. The GlobeScan, The 2019 GlobeScan / SustainAbility Leaders Survey Report, 2019.
  11. Global Economic Forum, The Global Risks Report 2020, 2019.
  12. Ethical Corporation, The Responsible Business Trends Report 2019, 2019.
  13. AccountAbility, 7 Sustainability Trends 2019, 2018. 
  14. GRI, Sustainability and Reporting Trends in 2025 Preparing for the Future, 2015. 
  15. RobecoSam, Does corporate gender equality lead to outperformance?, 2015.
  16. Uluslararası Şeffaflık Derneği, 2019 Yolsuzluk Algı Endeksi Açıklandı!, 23 Ocak 2020.  
  17. AccountAbility, 7 Sustainability Trends 2019, 2018.


Ek- Metodolojiye Yönelik Ek Veriler

Değerlendirmeye Alınan Şirketler ve Sürdürülebilirlik Raporları Listesi

  1. Ak Enerji 2018 Sürdürülebilirlik Raporu
  2. Akbank 2018 Sürdürülebilirlik Raporu
  3. Aksa Enerji 2018 Sürdürülebilirlik Raporu
  4. Anadolu Efes 2018 Sürdürülebilirlik Raporu
  5. Arçelik 2018 Sürdürülebilirlik Raporu 
  6. Aygaz 2018 Sürdürülebilirlik Raporu
  7. Brisa 2018 Sürdürülebilirlik Raporu 
  8. Coca Cola İçecek 2018 Sürdürülebilirlik Raporu
  9. Çimsa 2018 Entegre Faaliyet Raporu
  10. Enerjisa Enerji 2018 Sürdürülebilirlik Raporu 
  11. Enka 2018 Sürdürülebilirlik Raporu – GRI temel
  12. Ford Otosan 2018 Sürdürülebilirlik Raporu
  13. Garanti BBVA 2018 Entegre Faaliyet Raporu
  14. Global Yatırım Holding 2018 Sürdürülebilirlik Raporu
  15. Halkbank 2018 Sürdürülebilirlik Raporu
  16. Kerevitaş 2018 Sürdürülebilirlik Raporu
  17. Koç Holding 2018 Sürdürülebilirlik Raporu 
  18. Kordsa 2018 Sürdürülebilirlik Raporu
  19. Logo Yazılım 2017 Sürdürülebilirlik Raporu
  20. Migros 2018 Sürdürülebilirlik Raporu
  21. Polisan 2018 Sürdürülebilirlik Raporu
  22. Şekerbank 2017 Sürdürülebilirlik Raporu
  23. Şok 2018 Sürdürülebilirlik Raporu
  24. TAV 2016- 2017 Sürdürülebilirlik Raporu – GRI temel
  25. Tekfen Holding 2018 Sürdürülebilirlik Raporu
  26. TSKB 2018 Entegre Faaliyet Raporu
  27. Turkcell 2017 Sürdürülebilirlik Raporu
  28. Türkiye İş Bankası 2018 Entegre Raporu
  29. Ülker 2018 Sürdürülebilirlik Raporu
  30. Vakıfbank 2018 Sürdürülebilirlik Raporu
  31. Yapı Kredi 2018 Sürdürülebilirlik Raporu – GRI standartları temel seçeneği
  32. Zorlu Enerji 2016-2017 Sürdürülebilirlik Raporu

Değerlendirmeye Alınan Şirketlerin Aralık 2019 İtibariyle Piyasa Değeri Listesi:

Analizde Yer Verilen Konu Başlıkları: 

metin, ekran görüntüsü, menü, yazı tipi içeren bir resimAçıklama otomatik olarak oluşturuldu

Sorumluluk reddi

Bu doküman; şirketlerin güncel verileri üzerine bina edilen varsayımlara dayanan ve bilinen yahut bilinmeyen bazı risk ve belirsizliklerden etkilenebilecek olasılık ve beklenti benzeri ileriye dönük birtakım ifadeler içermektedir. Gerçek sonuçlar, performans çıktıları veya olaylar; bu tür ileriye dönük beyanlarda ifade edilen veya ima edilenlerden önemli ölçüde farklılık arz edebilir. Bu dokümanın muhteviyatında yer alan hiçbir ileriye dönük ifade, herhangi bir şekilde kesin veya sapmaz önerilerde bulunma iddiasında olmadığı gibi yatırım tavsiyesi de değildir. S360, yasal sorumlulukların yerine getirilmesi maksadıyla yapılacak herhangi bir açıklama istisna teşkil etmek üzere, hiçbir şekil ve şartta burada yer alan herhangi bir bilgiyi veya ileriye dönük beyanı güncelleme yükümlülüğü altında değildir. 

Bu doküman ve içerisinde yer alan her türlü materyale ait tüm haklar saklıdır ve S360 Sürdürülebilirlik ve İletişim Hizmetleri A.Ş.’nin açık yazılı izni olmadan tamamen veya kısmen, herhangi bir biçimde veya şekilde satılamaz, çoğaltılamaz, dağıtılamaz, iletilemez veya ifşa edilemez.

Yazarlar: Asya Saydam, Özgün İnceoğlu, Seza Eraydın

Tasarım: Tolgahan Akbulut, tolgahanakbulut.com